Giriş yap
Arama
Anahtar-kelime
Sakarya’ dan Haberler
En son konular
Şerbetpınarı Köyü Facebook’ta!
Sosyal yer imi
Sosyal bookmarking sitesinde Şerbetpınarı Köyü Forum Sitesi adresi saklayın ve paylaşın
Sosyal bookmarking sitesinde Şerbetpınarı Köyü Forum Sitesi adresi saklayın ve paylaşın
Istatistikler
Toplam 17 kayıtlı kullanıcımız varSon kaydolan kullanıcımız: ercem88
Kullanıcılarımız toplam 344 mesaj attılar bunda 317 konu
Kimler hatta?
Toplam 2 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 2 Misafir Yok
Sitede bugüne kadar en çok 80 kişi Çarş. Ağus. 09, 2017 10:41 am tarihinde online oldu.
Kelebeğin Hikayesi
1 sayfadaki 1 sayfası
Kelebeğin Hikayesi
Bir gün, kırlarda gezintiye çıkan bir adam, kenara oturduğu otlardan birinin dalında , küçük bir kozanın varlığını fark etti. Koza ha açıldı ha açılacak gibiydi.
Adam , bunun bir kelebek kozası olduğunu tahmin ediyordu. Böyle bir fırsat bir daha ele geçmez diye düşündü; ve bir kelebeğin dünya yüzü gördüğü ilk dakikalara şahit olmak istedi.
Dakikalar dakikaları kovaladı , saatler geçmeye başladı , ama henüz kelebeğin küçük bedeni o delikten çıkmadı. Sanki , kelebeğin dışarı çıkmak için çaba harcamaktan vazgeçmiş olabileceğini düşündü.
Sanki kelebek elinden gelen her şeyi yapmış da , artık yapabileceği bir şey kalmamış gibi geldi ona. Bu yüzden , kelebeğe yardımcı olmaya karar verdi: cebindeki küçük çakıyı çıkarıp kozadaki deliği bir cerrah titizliğiyle büyütmeye başladı.
Böylece , bir-iki dakika içinde kelebek kolayca dışarı çıkıverdi. Fakat bedeni kuru ve küçücük , kanatları buruş buruştu. Adam kelebeği izlemeye devam etti; çünkü kanatlarının her an açılıp genişleyeceğini ve narin bedenini taşıyacak kadar güçleneceğini umuyordu.
Ama bunlardan hiçbiri olmadı. Kelebek , hayatinin geri kalanını , kurumuş bir beden ve buruşmuş kanatlarla yerde sürünerek geçirdi. Ne kadar denese de , asla uçamadı.
Adamın bütün iyi niyetine ve yardımseverliğine rağmen anlayamadığı şey , kozanın kisitlayiciliginin ve buna karşılık kelebeğin daracık bir delikten dışarı çıkmak için gereken çabanın , Allah’ın kelebeğin bedenindeki sıvıyı onun kanatlarına göndermek ve bu sayede kozanın kisitlayiciligindan kurtulduğu anda onun uçmasını sağlamak için seçtiği bir yol olduğuydu.
Bu gerçeği öğrendiğinde , hayat boyu unutamayacağı bir şey de öğrenmişti: Bazen , hayatta tam olarak ihtiyaç duyduğumuz şey , çabalardır. Eğer Allah , hayatta herhangi bir çaba olmadan ilerlememize izin verseydi , o zaman , bir anlamda sakat kalırdık . Olabileceğimiz kadar güçlenemezdik o zaman . Ve asla uçamazdık..
Adam , bunun bir kelebek kozası olduğunu tahmin ediyordu. Böyle bir fırsat bir daha ele geçmez diye düşündü; ve bir kelebeğin dünya yüzü gördüğü ilk dakikalara şahit olmak istedi.
Dakikalar dakikaları kovaladı , saatler geçmeye başladı , ama henüz kelebeğin küçük bedeni o delikten çıkmadı. Sanki , kelebeğin dışarı çıkmak için çaba harcamaktan vazgeçmiş olabileceğini düşündü.
Sanki kelebek elinden gelen her şeyi yapmış da , artık yapabileceği bir şey kalmamış gibi geldi ona. Bu yüzden , kelebeğe yardımcı olmaya karar verdi: cebindeki küçük çakıyı çıkarıp kozadaki deliği bir cerrah titizliğiyle büyütmeye başladı.
Böylece , bir-iki dakika içinde kelebek kolayca dışarı çıkıverdi. Fakat bedeni kuru ve küçücük , kanatları buruş buruştu. Adam kelebeği izlemeye devam etti; çünkü kanatlarının her an açılıp genişleyeceğini ve narin bedenini taşıyacak kadar güçleneceğini umuyordu.
Ama bunlardan hiçbiri olmadı. Kelebek , hayatinin geri kalanını , kurumuş bir beden ve buruşmuş kanatlarla yerde sürünerek geçirdi. Ne kadar denese de , asla uçamadı.
Adamın bütün iyi niyetine ve yardımseverliğine rağmen anlayamadığı şey , kozanın kisitlayiciliginin ve buna karşılık kelebeğin daracık bir delikten dışarı çıkmak için gereken çabanın , Allah’ın kelebeğin bedenindeki sıvıyı onun kanatlarına göndermek ve bu sayede kozanın kisitlayiciligindan kurtulduğu anda onun uçmasını sağlamak için seçtiği bir yol olduğuydu.
Bu gerçeği öğrendiğinde , hayat boyu unutamayacağı bir şey de öğrenmişti: Bazen , hayatta tam olarak ihtiyaç duyduğumuz şey , çabalardır. Eğer Allah , hayatta herhangi bir çaba olmadan ilerlememize izin verseydi , o zaman , bir anlamda sakat kalırdık . Olabileceğimiz kadar güçlenemezdik o zaman . Ve asla uçamazdık..
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Çarş. Ekim 24, 2012 6:43 pm tarafından yasinkun
» Gezebilsem | 1. Bölüm | Gürkan Uygun & Ortaköy Köyü | Kanal 7
Çarş. Ekim 24, 2012 6:23 pm tarafından yasinkun
» Fındık bulamayan tüccar harmana indi
C.tesi Eyl. 17, 2011 9:36 am tarafından yasinkun
» Fındık İhracında Rekor | 06.09.2011
Salı Eyl. 06, 2011 6:28 pm tarafından yasinkun
» Oruç Rehberi indir | Download
Paz Ağus. 21, 2011 4:20 pm tarafından yasinkun
» Açıktan oruç yemek
Paz Ağus. 21, 2011 4:07 pm tarafından yasinkun
» Adet ve Oruç
Paz Ağus. 21, 2011 4:04 pm tarafından yasinkun
» Başka Dinlerde Oruç
Paz Ağus. 21, 2011 4:03 pm tarafından yasinkun
» Fıtır Sadakası ve Hükmü
Paz Ağus. 21, 2011 4:00 pm tarafından yasinkun
» Fitre ve Fidye Arasındaki Fark Nedir?
Paz Ağus. 21, 2011 3:59 pm tarafından yasinkun
» Günah İşleyenin Orucu
Paz Ağus. 21, 2011 3:58 pm tarafından yasinkun
» Hadis-i Şeriflerle Oruç ve Ramazan Ayı
Paz Ağus. 21, 2011 3:55 pm tarafından yasinkun
» Hamile ve Süt Emziren Kadının Durumu
Paz Ağus. 21, 2011 3:54 pm tarafından yasinkun
» Kefareti Düşüren Haller
Paz Ağus. 21, 2011 3:54 pm tarafından yasinkun
» Seferi Hali ve Oruç
Paz Ağus. 21, 2011 3:53 pm tarafından yasinkun